Knowhow 4
Bugün bahsetmek istediğim kavram zaman ve yönetimi.
Çalışmaya ilk başladığımız yıllarda ilk aldığımız eğitimler zaman yönetimi ve hemen arkasından proje yönetimi idi 😄 İlk adım görünen bu kavramları naçizane çok az kişinin iyi yönettiğini düşünüyorum… Adil olmak için eklemeliyim ki; şirketlerde zaman yönetimi konusunda “ön tekerlek nereye giderse, arka tekerlek oraya gidiyor” sözü çok geçerli. Şirketin en başındaki kişi CEO/ GM/ patron ünvanı her ne ise, sabah 08.00 akşam 22.00 ofiste kalmaya azimli ve gönüllü 😄 biriyse onunla birlikte çalışan tüm alt ekiplerin zaman yönetimi yapabilmesi çok zor… Böyle bir durum var ise de, kişisel sınırlarınızı korumak için lisan ı münasiple geribildirim vermenizi öneriyorum zira zaman en kıymetli varlığımız, hoyratça kullanılmamalı…
Konuya dönersek;
İsimleri konmuş bir çok zaman yönetimi tekniği var. Önde gelenleri Pomodoro, Kanban, Eisenhover teknikleri. Sırasıyla bu üç teknik; Pomodoro; çalışmalar arasında bilinçli mola vermeyi, Kanban; yapacağınız işleri - yaptıklarım, yapacaklarım ve yapmakta olduklarım olarak üçe bölmeyi, Eisenhover da acil ve önemli eksenlerinde matrix kullanmayı önerir. Açıkçası ben bunların hiçbirini kullanmıyorum😊
Dördüncü bir teknik var: Not almak ! ( benim eklemem: ve bu notları son derece yapılandırılmış bir şekilde önceliklendirip takip etmek) işte ben bunu refleks halinde kullanıyorum. Not almanın çevresinde kullandığım taktikler:
Günün başlangıç ve sonuna beton gibi😄 limitler koymak.
Toplantıların başlangıç ve sonuna beton gibi limitler koymak. Her yılın Aralık ayında bir sonraki yılın tüm toplantılarını mümkün olduğunca set etmek, spontan buluşmaları minimize etmek.
Yaptığın işe ve katıldığın toplantıya “muhteşem odaklanmak” ve her gerektiği anda modere etmek. Toplantılarda bir yandan bilgisayar ya da mesajlara vs bakılması beni en sinir eden şeylerden diyebilirim😄
İş ve özel hayat ajandaları mı tek bir ajandada bütünüyle görmek. Yaşam tekse ajandada tek olmalı 😊ve çocuğumun okul toplantısı işteki bir toplantıyla eşdeğerde öneme sahip olmalı…
Ben zaman yönetimindeki bu kriterlerimi 2001 yılında sabah 08.00 akşam 23.00 çalıştığım şirketten ayrılırken koydum ve bundan sonra ben bu şekilde çalışırım, çünkü öbür türlüsüne hayat diyemeyiz dedim… Gördüğünüz üzere buna rağmen oldukça başarılı kabul edilebilecek bir kariyerim oldu. Benim nazarımda; yüzeysel, odaksız çalışmalar, patron ofisi terk etmeden ortamda görünme gereklilikleri(Tekkeyi bekleyen, çorbayı içer🙄) , Yoğun ve iş yapıyor görünmek için uzun toplantılar, çooook eski model. Yaptığın işi ne kadar tutkuyla, verimli, odaklı ve etkin yönetebildiğin aslolan, tek mühim olan...
Bu tarzınızı kabul edecek değerlere sahip şirketlerde çalışmanız dileklerimle😊🙏🏻🍀
PS: Fotoyu ben çektim, bu bayram tatilinde🥰
İletişim formunu doldurarak sorularınızı ve isteklerinizi iletebilirsiniz.