Gerekeni yap, gerisini bırak...
Macaristan tecrübesinde neler öğrendiğimi bir önceki yazımda özetlemeye çalıştım. Zannediyorum, 18 Eylül 2007 idi, Budapeşte’de çok sevdiğim Hemingway Restaurant’da kız kardeşim ile yemek yiyorduk. Garson yanıma geldi “Güldem Berkman siz misiniz?” dedi. “Evet, benim” deyince cep telefonunuz yanınızda değilmiş, bir bey sizi arıyor dedi. Sabit telefona doğru yürürken çok heyecanlandım tabii. Telefonu aldığımda arayan, şirketimin Türkiye genel müdürü, çok sevgili eski müdürümdü. “Oturacak bir yer bul, sana bir şey söyleyeceğim” dedi🙄 Şirketten ayrılmaya karar verdiğini, yerine de benim geçeceğimi 1 Kasım 2007’den itibaren görevi devir alacağımı söyledi😳 Hayatımda yaşadığım en büyük şoklardan bir tanesiydi. Bildiğiniz gibi 2 yıl diye yola çıkmıştım, ama görev 10 ayda tamamlanmıştı. Kendisinin memnun olup olmadığını sordum, “çok mutluyum” dedi böylece sevincim bir kat daha arttı🙏🏻 İnanılmaz gerçekleşmişti! Doğru zamanda, doğru hareketi yapmanın meyvesini yine alıyordum. Bu tecrübeden kaçınsaydım, kendisi ayrılsa dahi “asla” bu görevi bana vermezlerdi. “Gerekeni yap, gerisini bırak” yine işlemişti🤩
Akabinde bana yapılan sevgi dolu veda partisi…🙏🏻🥰 Harika dostlar, anılar.
İletişim formunu doldurarak sorularınızı ve isteklerinizi iletebilirsiniz.