Malum gündem dolayısıyla biraz kriz yönetimindeki tecrübelerimi paylaşmak istiyorum...
Malum gündem dolayısıyla biraz kriz yönetimindeki tecrübelerimi paylaşmak istiyorum. Krizin de her şeyde olduğu gibi üç boyutlu yönetilmesi gerekiyor: kişisel, çevresel ve iş .
Kişiselden başlayalım ;
Öncelikle hayata pozitif bakın, konuları abartmayın vs söylemekle olabilecek şeyler değil zira bunlar birer sonuç. Bu sonuçları gerçekleştirebilmek için bir takım doğru davranışlar gerekiyor. Benim de özellikle daha genç yaşlarımda çok kaygılandığım anlamsızlığını bilsem de çok endişelendiğim zamanlar oldu... hem de bayağı çok. Bu dönemlerde şu an yapabildiğim bazı şeyleri öğrendim, en önemlileri;
1. Beden sağlığınız ile ruh ve düşünce sağlığınız arasında inanılmaz bir bağ var. Bedeninize iyi bakmak ruhunuza iyi bakmak anlamına geliyor. Mümkün olduğunca sağlıklı ve az yemek, her gün mutlaka en az 5000 adım vb hareket, yeterince dinlenmek ve uyku ile bedenine iyi bakmak çok önemli!! Tahmin edemeyeceğiniz kadar.
2. Nefesin insanın ruh ve beden sağlığında bu kadar önemli olduğunu ancak 40 yaşında anladım... Umarım herkes daha erken anlar. Düşünsenize bizi hayata bağlayan tek şey nefes !!! dolayısıyla her sabah her akşam 10 dk demiyorum, gün içinde aklınıza geldiğinde 3 dakika karnınıza uzun bir nefes alıp tutup sonra çok yavaş dışarıya vermek sizi rahatlatacak...
3. Çevrenizde doğru insanları bulundurmak. Bardağı hep eksik tarafından gören, sürekli şikayet eden insanları bir süre dönüştürmeye çalışabilirsiniz ama olmuyorsa da görüşmeyin. Zira herkesin ama herkesin hayatında bardağı yarım görebileceği bir sürü konu var, önemli olan bakış açını yönetebilmek.
4. Evrende ne kadar minik bir nokta olduğumun fazlasıyla farkındayım. Her türlü konuda elimden geleni yapar ondan sonra da başıma gelecek her türlü şeye boynum kıldan ince diye düşünürüm.
5. Çok ama çok şükür ederim. Hergün balkona çıktığımda böyle güzel bir balkona sahip olduğumuz için, sağlığım için, annemi çok sevdiğim için vs vs hatta yetişemem şükür edeceğim konulara
6. Son olarak kendini çok yakın bir arkadaşınmış gibi tanıyıp, saygı ve sevgi göstererek tatlı tatlı oyalayabilmek, neden keyif alıyorsan... Sıkıntı veren düşüncelere de, çok neşeliler gibi hoşgeldin deyip misafir etmek, ne zaman isterse gitmesini nazikçe beklemek.
Benim şu ana kadar öğrendiklerim
İletişim formunu doldurarak sorularınızı ve isteklerinizi iletebilirsiniz.