Geçen yazımda sözettiğim gibi, İlk şirketimde; kimya laboratuarları için bir ürün grubunun satış...
Geçen yazımda sözettiğim gibi, İlk şirketimde; kimya laboratuarları için bir ürün grubunun satış ve pazarlama sorumluluğunu almıştım. Rakiplerine göre “çok ama çok yüksek fiyatlı” bir grubun satışını yapabilmek imkansıza yakındı... İlk aylardaki ziyaretlerden sonra “Allah’ım bu iş nasıl olacak” diye çok hayıflanmaya başlamıştım. Taa ki uluslararası bir şirket ziyaretimde onlar için önemli bir analiz metodunu basit bir şekilde yapmayı başarırsak cihazı satın almayı düşünebileceklerini duyana kadar!! Danimarka’dan destek isteyerek o testi en basit ve güvenilir şekilde yapmayı başardık.
Ve ilk sistem satışı oldu!
Akabinde gittiğim yerlerde artık ürünü direkt anlatmak yerine sizi şu anda en zorlayan, uzun süren test hangisi gibi sorular soruyordum. Bazen zorlayan bir test olmasa bile iş ortağı gibi davranıyor olmam güveni artırıyordu. Sohbetlerimde müşteri ile yarı yarıya konuşmaya çok dikkat ediyordum. Bunu yapabilmek için bunaltmadan hep sorular soruyordum. Bir görüşmede hep ben konuşursam, kesinlikle iyi geçmedi diye düşünüyordum... Sonuçta; ilk yıl 10 sistem, 20 cihaz sattık! Pazarlama ve satışta ihtiyaç belirlemek bu kadar mı önemliydi🙄
Maddi ya da manevi bir ihtiyaca cevap veremiyorsanız, dünyanın en önemli ürünü bile değersizdir! Parola: İhtiyaç ne?
İletişim formunu doldurarak sorularınızı ve isteklerinizi iletebilirsiniz.